Bu kitapta Donnelly, Atlantis'i romantik bir efsane olarak ele almak yerine, insanlık tarihinin çok erken bir evresinde var olmuş, gelişmiş ve geniş bir coğrafyayı etkilemiş bir uygarlık olarak düşünmeyi önerir. Platon'un aktardığı anlatıyı temel alır; Mısır, Amerika, Avrupa ve Asya uygarlıkları arasındaki mimari, mitolojik ve kültürel benzerlikleri yan yana getirerek bunların ortak bir kaynaktan türemiş olabileceğini savunur. Ona göre Atlantis, tarımın, madenciliğin, denizciliğin ve siyasal örgütlenmenin sistemli biçimde geliştiği bir merkezdi ve buradan çıkan topluluklar, hem Eski Dünya'da hem de Amerika kıtasında uygarlığın temel unsurlarını yaydı.
Eserin ikinci ana ekseni, büyük yıkımların insanlık hafızasını nasıl parçaladığı düşüncesidir. Donnelly, tufan anlatılarını, "altın çağ" mitlerini ve tanrısal figürleri, tarihsel olayların zamanla sembolleşmiş kalıntıları olarak yorumlar. Atlantis'in yok oluşu, ona göre yalnızca bir kentin batışı değil, önceki bir dünya düzeninin sona ermesidir; daha sonraki uygarlıklar ise bu kaybın ardından, eksik hatıralar ve dağınık bilgilerle yeniden başlamak zorunda kalmıştır. Bu nedenle kitap, mit ile tarih arasındaki sınırı sürekli zorlayan, geçmişi bütüncül bir felaket ve süreklilik çerçevesinde okumaya çalışan bir çalışma niteliği taşır.
Bu kitapta Donnelly, Atlantis'i romantik bir efsane olarak ele almak yerine, insanlık tarihinin çok erken bir evresinde var olmuş, gelişmiş ve geniş bir coğrafyayı etkilemiş bir uygarlık olarak düşünmeyi önerir. Platon'un aktardığı anlatıyı temel alır; Mısır, Amerika, Avrupa ve Asya uygarlıkları arasındaki mimari, mitolojik ve kültürel benzerlikleri yan yana getirerek bunların ortak bir kaynaktan türemiş olabileceğini savunur. Ona göre Atlantis, tarımın, madenciliğin, denizciliğin ve siyasal örgütlenmenin sistemli biçimde geliştiği bir merkezdi ve buradan çıkan topluluklar, hem Eski Dünya'da hem de Amerika kıtasında uygarlığın temel unsurlarını yaydı.
Eserin ikinci ana ekseni, büyük yıkımların insanlık hafızasını nasıl parçaladığı düşüncesidir. Donnelly, tufan anlatılarını, "altın çağ" mitlerini ve tanrısal figürleri, tarihsel olayların zamanla sembolleşmiş kalıntıları olarak yorumlar. Atlantis'in yok oluşu, ona göre yalnızca bir kentin batışı değil, önceki bir dünya düzeninin sona ermesidir; daha sonraki uygarlıklar ise bu kaybın ardından, eksik hatıralar ve dağınık bilgilerle yeniden başlamak zorunda kalmıştır. Bu nedenle kitap, mit ile tarih arasındaki sınırı sürekli zorlayan, geçmişi bütüncül bir felaket ve süreklilik çerçevesinde okumaya çalışan bir çalışma niteliği taşır.
| Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
|---|---|---|
| Tek Çekim | 273,00 | 273,00 |
| 2 | 141,96 | 283,92 |
| 3 | 98,28 | 294,84 |
| Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
|---|---|---|
| Tek Çekim | 273,00 | 273,00 |
| 2 | 141,96 | 283,92 |
| 3 | 98,28 | 294,84 |