Aynadaki Kemalizm

Yakın tarihimizin doğru bilinen yanlışları:Aynadaki Kemalizm

Bir çırpıda okunabilecek ve insan zihnindeki yakın tarihimizle alakalı soru çengellerini yerinden oynatacak, okuyanı doğruları araştırmaya teşvik ve tahrik edecek bir kitap "Aynadaki Kemalizm".

1944 Aksaray Yaprakhisar köyü doğumlu olan Metin Köse, bir Eğitim Uzmanı olup, çeşitli liselerde ve Selçuk Eğitim Enstitüsünde görev yapmıştır. 12 Eylül 1980 darbesinde, daha önce Konya Akıncılar Derneğinde verdiği seminerlerden dolayı tutuklandı. Dokuz ay tutuklu kaldı. Marmara Üniversitesinde öğretim görevlisi iken 1982'de ayrılmak zorunda kaldı.

Bir kutlu davaya, mutlu geleceğe inandı. Hayatı boyunca davasının kavgasını verdi. Hep koştu, düştü, kalktı yine koştu. Ömrü yarım kalan koşularla geçti.

Eğitimciliği esnasında ve sonrasında ömrünü ve bilgisini gençlerin yetişmesi için hasretti. Bir ideal adamı olarak yaşadı. Metin Köse, bu kitabı kaleme almadaki amacını ise şu satırlarla ifade eder;

Mustafa Kemal ve Kemalizm hakkında yazılmış yüzlerce, binlerce kitap olmasına rağmen neden bu kitapçığı yazma ihtiyacını hissettim? Bir tek nedeni var; okuru düşünmeye, bir başka açıdan düşünmeye davet etmek.

İnsanımız, bilhassa gençler bu konularda düşünmeye başladığı an ülkemizde çok şeyin, hatta her şeyin değişeceğine inanıyorum. Bu kitapçıkla bir tek kişinin bile kafasındaki yanlış düşünce kalıplarını kırabilir isem kendimi mutlu sayarım. Bir mütefekkir, "ayna en büyük icattır, çünkü insan onda kendini gördü" der. Bu küçük kitabımla 1925-50 arası döneme ayna tutayım istedim. Umarım Kemalistler onda kendini görür, düşünür, geçmişleriyle yüzleşir, milletimizden özür dilerler. Yakın tarihi, bilhassa Atatürk ve İnönü dönemlerini araştırmak isteyen bir yazar veya akademisyenin aşmak zorunda olduğu iki engel var; Yasak ve maske.

Kazım Karabekir Paşa ordu içindeki itibarına güvenerek konuşmak, yazmak ister. Ama kapısına polis diker, toplumdan tecrit ederler. Yazdıklarına da matbaada iken el koyarak kireç ocağında yakarlar. Atatürk ve İnönü dönemini araştırmak isteyen yazar ve bilim adamları, resmi tarihin yalanları ve K. Karabekir Paşanın yanmaktan kurtulan kitaplarının kırıntılarıyla yetinmek zorunda. Kitabımın kalın, kapsamlı bir eser olmasını değil, pratik bir cep kitabı olmasını istedim. Bu yüzden fazla alıntı yapmadım, kaynak göstermekle yetindim. İsteyen bulur okur. Şunun bilinmesini isterim. Bazı tespitlerimi iki-üç yerde tekrarladığım oldu. Çünkü, vermek istediğim mesajı vurgulamak gereğini duydum.