Gecenin karanlığında saklanan bir aşkın, gün ışığında parçalanan bir hayalin şiirsel yolculuğu... Güray Barın, Geceye Bırakılan Şiirlerde İstanbuldan Amerika Kıtası'na uzanan bir ayrılık hikayesini, gecenin sessizliğinde fısıldıyor okuyucuya.
2021de Florya'da başlayan bu şiirsel serüven, Beşiktaşın Arnavut kaldırımlı sokaklarından, Galatanın tarihi dokusundan geçerek, önce Akdeniz'in incisi İskenderun'a uğruyor ve daha sonra Atlantik Okyanusunun öte yakasında son buluyor. Her şiir, kayıp bir aşkın ardından bırakılan izler gibi, hafızamızın çıkmaz sokaklarında dolaşıyor.
Barının şiirlerinde gece, hem sığınak hem kaçış yolu. Sigara dumanı, yarım kalmış kahve, boş yatağın diğer yarısı ve hiç gelmeyen telefon sesleri... Tanıdık imgeler, tanıdık acılar. Ben acıdan beslenen bir şairim sevgili diyen şair, acıyı kelimelerle yoğurmaya çalışırken, aslında hepimizin hikayesini anlatıyor.
Kitap boyunca tekrar eden Geceye Bırakılan Şiir serisi, zamanın geçişine rağmen değişmeyen özlemin manifestosu gibi. İlk şiirden son şiire kadar geçen dört yıl, bir iyileşme hikayesi değil belki ama kesinlikle bir olgunlaşma, kabul etme ve kendini yeniden bulma yolculuğu.
Dört Harf, İki Hece isimli şiirde gecede saklanan aşıkların, Sonsuza Uzanan İki Çizgi isimli şiirde bir daha kesişemeyen ve sonsuza uzanan hayatların öyküsü bu. Modern şehir insanının yalnızlığını, dijital çağda bile süren bekleyişleri ve hiç eksilmeyen umutları anlatan Barın, samimi ve yalın diliyle okuyucunun yüreğine dokunuyor.
Barın, Geceye Bırakılan Şiirler kitabında, "Benim de ne kendime, ne de başkalarına ifade edebildiğim, ıslah edilmemiş ama bir şekilde topluma karışmış acılarım var" diyerek henüz iyileşmemiş yaralarıyla barışmaya çalışan herkesin kitaplığında yer alması gereken, çağdaş Türk şiirinin samimi ve etkileyici örneklerinden birini ortaya koyuyor.
Gecenin karanlığında saklanan bir aşkın, gün ışığında parçalanan bir hayalin şiirsel yolculuğu... Güray Barın, Geceye Bırakılan Şiirlerde İstanbuldan Amerika Kıtası'na uzanan bir ayrılık hikayesini, gecenin sessizliğinde fısıldıyor okuyucuya.
2021de Florya'da başlayan bu şiirsel serüven, Beşiktaşın Arnavut kaldırımlı sokaklarından, Galatanın tarihi dokusundan geçerek, önce Akdeniz'in incisi İskenderun'a uğruyor ve daha sonra Atlantik Okyanusunun öte yakasında son buluyor. Her şiir, kayıp bir aşkın ardından bırakılan izler gibi, hafızamızın çıkmaz sokaklarında dolaşıyor.
Barının şiirlerinde gece, hem sığınak hem kaçış yolu. Sigara dumanı, yarım kalmış kahve, boş yatağın diğer yarısı ve hiç gelmeyen telefon sesleri... Tanıdık imgeler, tanıdık acılar. Ben acıdan beslenen bir şairim sevgili diyen şair, acıyı kelimelerle yoğurmaya çalışırken, aslında hepimizin hikayesini anlatıyor.
Kitap boyunca tekrar eden Geceye Bırakılan Şiir serisi, zamanın geçişine rağmen değişmeyen özlemin manifestosu gibi. İlk şiirden son şiire kadar geçen dört yıl, bir iyileşme hikayesi değil belki ama kesinlikle bir olgunlaşma, kabul etme ve kendini yeniden bulma yolculuğu.
Dört Harf, İki Hece isimli şiirde gecede saklanan aşıkların, Sonsuza Uzanan İki Çizgi isimli şiirde bir daha kesişemeyen ve sonsuza uzanan hayatların öyküsü bu. Modern şehir insanının yalnızlığını, dijital çağda bile süren bekleyişleri ve hiç eksilmeyen umutları anlatan Barın, samimi ve yalın diliyle okuyucunun yüreğine dokunuyor.
Barın, Geceye Bırakılan Şiirler kitabında, "Benim de ne kendime, ne de başkalarına ifade edebildiğim, ıslah edilmemiş ama bir şekilde topluma karışmış acılarım var" diyerek henüz iyileşmemiş yaralarıyla barışmaya çalışan herkesin kitaplığında yer alması gereken, çağdaş Türk şiirinin samimi ve etkileyici örneklerinden birini ortaya koyuyor.
| Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
|---|---|---|
| Tek Çekim | 225,50 | 225,50 |
| 2 | 117,26 | 234,52 |
| 3 | 81,18 | 243,54 |
| Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
|---|---|---|
| Tek Çekim | 225,50 | 225,50 |
| 2 | 117,26 | 234,52 |
| 3 | 81,18 | 243,54 |