Hasan el-Basrî, Hz Peygamberin hanımı Ümmü Seleme (ra)nin terbiyesiyle büyümüş yetmişi Bedir ashabından olmak üzere sahabenin önde gelenlerinden beş yüz kadarı ile görüşme imkanı bulmuş önder bir alimdir.
Hasan el-Basrîyi önemli kılan şey İslâm düşüncesinin teşekkül dönemi olarak adlandırılan ve daha sonra kurumsallaşarak birer siyasî ve itikadî model haline gelen mezheplerin fikirlerinin oluşmaya başladığı bir dönemde yaşamış olması ve nüve halinde yeni şekille- nen İslâmî her tür disiplinin gelişmesine katkıda bulunmuş olmasıdır. Hasan el-Basrînin İslami ilimler alanında attığı hemen her adım, birer ilk adım niteliğindedir ve bu özel konumu sebebiyle o, yaşadığı çağdan bugüne Müslümanlar için büyük bir değere sahiptir. Birçok ilke imza atmış olması, hem kendi döneminde ve hem de sonraki zamanlarda Hasan el-Basrîyi vazgeçilmez bir konuma yükseltmiştir. Kaderin teorik tartışmasını yapan ilk kelâmcı, zühd ve takvâya dayalı tasavvufun temellerini atan ilk mutasavvıf, şiddet ve aşırılıktan uzak, orta yolun, yani sabır ve temekkün ekolünün öncülüğünü yaparak Ehl-i Sünnet kavramını kullanan ilk âlim, hür irâde öğretisinin Müslümanlar arasındaki ilk kurucusu olması gibi birçok adımın ve yeniliğin sahibi oluşu, Hasan el-Basrîyi çağlar üstü öneme taşıyan unsurlardır. Bu konumundan dolayı, İslâm adına ortaya çıkan hemen bütün ekoller onu kendi önder ve öncülerinden biri saymış ve kendi mezhep, mektep, meşrep veya fırkalarının fikir babası olarak kabul etmişlerdir.
Meselâ hemen bütün tasavvufî ekoller onu kendi önde gelen şeyhlerinden biri kabul etmişlerdir. Benzer bir biçimde daha sonraki dönemlerde kurumsallaşan Mutezile ekolü onu kendi öncülerinden biri olarak telakki etmiştir. Diğer taraftan Ehl-i Sünnet ekolüne bağlı bilginler de Hasan el-Basrîyi kendi selefleri arasında saymaya itina göstermişlerdir.
En çok bilinen ve şöhret bulan yönü zühd ve takvâya dayalı yaşamı, yani tasavvufçuluğu, en çok muhafaza edilen fikirleri de tasavvufa dair olanlar olsa da Hasan el-Basrinin kelâmcılığının ve İslâm düşünce tarihinde kelâmi meselelere dair görüşlerinin çok daha önemli olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Bu çalışmada, İslamî ilimlerin diğer alanlardaki konumuyla birlikte, Hasan el-Basrinin daha çok kelamcı kişiliği, Kelâm İlmindeki yeri ve kelâmî/itikadî görüşleri üzerinde durulmaktadır.
Hasan el-Basrî, Hz Peygamberin hanımı Ümmü Seleme (ra)nin terbiyesiyle büyümüş yetmişi Bedir ashabından olmak üzere sahabenin önde gelenlerinden beş yüz kadarı ile görüşme imkanı bulmuş önder bir alimdir.
Hasan el-Basrîyi önemli kılan şey İslâm düşüncesinin teşekkül dönemi olarak adlandırılan ve daha sonra kurumsallaşarak birer siyasî ve itikadî model haline gelen mezheplerin fikirlerinin oluşmaya başladığı bir dönemde yaşamış olması ve nüve halinde yeni şekille- nen İslâmî her tür disiplinin gelişmesine katkıda bulunmuş olmasıdır. Hasan el-Basrînin İslami ilimler alanında attığı hemen her adım, birer ilk adım niteliğindedir ve bu özel konumu sebebiyle o, yaşadığı çağdan bugüne Müslümanlar için büyük bir değere sahiptir. Birçok ilke imza atmış olması, hem kendi döneminde ve hem de sonraki zamanlarda Hasan el-Basrîyi vazgeçilmez bir konuma yükseltmiştir. Kaderin teorik tartışmasını yapan ilk kelâmcı, zühd ve takvâya dayalı tasavvufun temellerini atan ilk mutasavvıf, şiddet ve aşırılıktan uzak, orta yolun, yani sabır ve temekkün ekolünün öncülüğünü yaparak Ehl-i Sünnet kavramını kullanan ilk âlim, hür irâde öğretisinin Müslümanlar arasındaki ilk kurucusu olması gibi birçok adımın ve yeniliğin sahibi oluşu, Hasan el-Basrîyi çağlar üstü öneme taşıyan unsurlardır. Bu konumundan dolayı, İslâm adına ortaya çıkan hemen bütün ekoller onu kendi önder ve öncülerinden biri saymış ve kendi mezhep, mektep, meşrep veya fırkalarının fikir babası olarak kabul etmişlerdir.
Meselâ hemen bütün tasavvufî ekoller onu kendi önde gelen şeyhlerinden biri kabul etmişlerdir. Benzer bir biçimde daha sonraki dönemlerde kurumsallaşan Mutezile ekolü onu kendi öncülerinden biri olarak telakki etmiştir. Diğer taraftan Ehl-i Sünnet ekolüne bağlı bilginler de Hasan el-Basrîyi kendi selefleri arasında saymaya itina göstermişlerdir.
En çok bilinen ve şöhret bulan yönü zühd ve takvâya dayalı yaşamı, yani tasavvufçuluğu, en çok muhafaza edilen fikirleri de tasavvufa dair olanlar olsa da Hasan el-Basrinin kelâmcılığının ve İslâm düşünce tarihinde kelâmi meselelere dair görüşlerinin çok daha önemli olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Bu çalışmada, İslamî ilimlerin diğer alanlardaki konumuyla birlikte, Hasan el-Basrinin daha çok kelamcı kişiliği, Kelâm İlmindeki yeri ve kelâmî/itikadî görüşleri üzerinde durulmaktadır.
| Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
|---|---|---|
| Tek Çekim | 168,00 | 168,00 |
| 2 | 87,36 | 174,72 |
| 3 | 60,48 | 181,44 |
| Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
|---|---|---|
| Tek Çekim | 168,00 | 168,00 |
| 2 | 87,36 | 174,72 |
| 3 | 60,48 | 181,44 |