Milli Mecmua Dergisi Sayı 46 / Eylül - Ekim 2025

Stok Kodu:
9772667463467
Boyut:
16*24
Sayfa Sayısı:
168
Basım Tarihi:
Aralık 2025
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1.Hamur
Dili:
TÜRKÇE
%26 indirimli
300,00
222,00
9772667463467
2168951
Milli Mecmua Dergisi Sayı 46 / Eylül - Ekim 2025
Milli Mecmua Dergisi Sayı 46 / Eylül - Ekim 2025
222.00

Türk düşünce hayatında sık sık tekrarlanan bir soru vardır: "Türk milliyetçilerinin bir düşünürü var mıdır?" Başucu Kitaplar dosyalarının bu sayısı, işte bu sorunun ardındaki tarihsel arka planı, fikrî kabulleri ve güncel arayışları masaya yatırıyor. İki cilt boyunca incelenen otuzdan fazla eser, yalnızca geçmişin büyük isimlerine işaret etmekle kalmıyor; bugün hâlâ neden "düşünür buhranı" konuşulduğunu da berraklaştırıyor. Elinizdeki dosya, Ziya Gökalp'tan Yusuf Akçura'ya, Erol Güngör'den Peyami Safa'ya uzanan geniş bir entelektüel hat üzerinden Türk milliyetçiliğinin düşünce üretme pratiklerini yeniden değerlendiriyor.
Dosyanın çıkış noktası, düşünce üretiminin zayıfladığı iddiasının kendisinin bile bir düşünme yeteneği gerektirdiği tespitidir. "Düşünce yok" söylemi, tartışıldığında kaçınılmaz biçimde girift bir yapıya bürünür; zira düşünceye dair her metin, bu kabulün gölgesinde yeniden anlam kazanır. Bu nedenle yazarlar, meseleyi teşhis etmekten başlayarak düşünce kavramının mahiyetini, politika ve toplumla ilişkisini ve Türk milliyetçiliğinin bu büyük haritadaki yerini sorgulamayı tercih ediyor.
Bu kapsamlı soruşturma, üç temel soruya yaslanıyor:
1. Türk milliyetçilerinin "düşünür"den beklentisi nedir?
2. Türk milliyetçiliği Türkiye'nin genel düşünce seyrinden farklı bir hatta mı ilerliyor?
3. Düşünce üretim mekanizmalarının yeniden işler hâle gelmesi için neler yapılabilir?
Bugünün entelektüel dünyasında sistem düşünürlerinin devri büyük ölçüde kapanmışken, Türkiye'nin istikbali birkaç müstesna ismin sırtına bırakılamaz. Makale ve deneme türüne yaslanan düşünsel üretim geleneksel olarak hızlı, fakat çoğu zaman yüzeysel bir dolaşıma sahiptir. Bu nedenle dosyamız, hem tematik ve yöntemli düşünce ihtiyacına hem de profesyonelleşen bilgi alanlarının gerektirdiği yeni entelektüel tipolojilere dikkat çekiyor.
Türk milliyetçilerinin "düşünür çıkaramadığı" iddiası tarihsel bağlamından koparıldığında yanıltıcıdır. Zira Türkiye'de düşünce üretimi sorunu yalnızca milliyetçiliğe özgü değildir; bütün ideolojik akımların ortak kaderidir. Ancak milliyetçi düşüncenin bu tartışmadaki yeri, dil birliğini eksen alan kök kabuller, senkretik kaynak kullanımı ve Türkiye'nin somut ihtiyaçları doğrultusunda şekillenen pragmatik yaklaşım göz önüne alındığında daha iyi anlaşılır. Gökalp'ın Durkheim'ı dönüştürerek kullanmasından Akçura'nın faydayı esasa alan milliyet tanımına kadar uzanan bu çizgi, milliyetçi düşüncenin aslında güçlü bir iç dinamiğe sahip olduğunu gösterir.
Dosya, nihai bölümünde, bugünün düşünce hayatındaki yavanlığa karşı Türk milliyetçilerine düşen sorumlulukları tartışıyor: daha derinlikli metinler üretmek, kavramları bilinçle seçmek, müktesebatı tartmak ve bilgiyi profesyonelleştirmek… Çünkü düşünmek bir tercih değil, zarurettir.
Başucu Kitaplar bu sayısıyla, Türk milliyetçiliğinin fikrî mirasını yalnızca hatırlatmakla kalmıyor; geleceğe dair yeni düşünme yollarının da kapısını aralıyor.

Türk düşünce hayatında sık sık tekrarlanan bir soru vardır: "Türk milliyetçilerinin bir düşünürü var mıdır?" Başucu Kitaplar dosyalarının bu sayısı, işte bu sorunun ardındaki tarihsel arka planı, fikrî kabulleri ve güncel arayışları masaya yatırıyor. İki cilt boyunca incelenen otuzdan fazla eser, yalnızca geçmişin büyük isimlerine işaret etmekle kalmıyor; bugün hâlâ neden "düşünür buhranı" konuşulduğunu da berraklaştırıyor. Elinizdeki dosya, Ziya Gökalp'tan Yusuf Akçura'ya, Erol Güngör'den Peyami Safa'ya uzanan geniş bir entelektüel hat üzerinden Türk milliyetçiliğinin düşünce üretme pratiklerini yeniden değerlendiriyor.
Dosyanın çıkış noktası, düşünce üretiminin zayıfladığı iddiasının kendisinin bile bir düşünme yeteneği gerektirdiği tespitidir. "Düşünce yok" söylemi, tartışıldığında kaçınılmaz biçimde girift bir yapıya bürünür; zira düşünceye dair her metin, bu kabulün gölgesinde yeniden anlam kazanır. Bu nedenle yazarlar, meseleyi teşhis etmekten başlayarak düşünce kavramının mahiyetini, politika ve toplumla ilişkisini ve Türk milliyetçiliğinin bu büyük haritadaki yerini sorgulamayı tercih ediyor.
Bu kapsamlı soruşturma, üç temel soruya yaslanıyor:
1. Türk milliyetçilerinin "düşünür"den beklentisi nedir?
2. Türk milliyetçiliği Türkiye'nin genel düşünce seyrinden farklı bir hatta mı ilerliyor?
3. Düşünce üretim mekanizmalarının yeniden işler hâle gelmesi için neler yapılabilir?
Bugünün entelektüel dünyasında sistem düşünürlerinin devri büyük ölçüde kapanmışken, Türkiye'nin istikbali birkaç müstesna ismin sırtına bırakılamaz. Makale ve deneme türüne yaslanan düşünsel üretim geleneksel olarak hızlı, fakat çoğu zaman yüzeysel bir dolaşıma sahiptir. Bu nedenle dosyamız, hem tematik ve yöntemli düşünce ihtiyacına hem de profesyonelleşen bilgi alanlarının gerektirdiği yeni entelektüel tipolojilere dikkat çekiyor.
Türk milliyetçilerinin "düşünür çıkaramadığı" iddiası tarihsel bağlamından koparıldığında yanıltıcıdır. Zira Türkiye'de düşünce üretimi sorunu yalnızca milliyetçiliğe özgü değildir; bütün ideolojik akımların ortak kaderidir. Ancak milliyetçi düşüncenin bu tartışmadaki yeri, dil birliğini eksen alan kök kabuller, senkretik kaynak kullanımı ve Türkiye'nin somut ihtiyaçları doğrultusunda şekillenen pragmatik yaklaşım göz önüne alındığında daha iyi anlaşılır. Gökalp'ın Durkheim'ı dönüştürerek kullanmasından Akçura'nın faydayı esasa alan milliyet tanımına kadar uzanan bu çizgi, milliyetçi düşüncenin aslında güçlü bir iç dinamiğe sahip olduğunu gösterir.
Dosya, nihai bölümünde, bugünün düşünce hayatındaki yavanlığa karşı Türk milliyetçilerine düşen sorumlulukları tartışıyor: daha derinlikli metinler üretmek, kavramları bilinçle seçmek, müktesebatı tartmak ve bilgiyi profesyonelleştirmek… Çünkü düşünmek bir tercih değil, zarurettir.
Başucu Kitaplar bu sayısıyla, Türk milliyetçiliğinin fikrî mirasını yalnızca hatırlatmakla kalmıyor; geleceğe dair yeni düşünme yollarının da kapısını aralıyor.

ZİRAAT BANKASI
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 222,00    222,00   
2 115,44    230,88   
3 79,92    239,76   
İŞ BANKASI
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 222,00    222,00   
2 115,44    230,88   
3 79,92    239,76   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat