Türk Hukukunda Adli Amaçlı İletişimin Denetlenmesi

Stok Kodu:
9786257088848
Boyut:
16x23,5
Sayfa Sayısı:
304
Baskı Sayısı:
1
Basım Tarihi:
2020
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1. Hamur
%15 indirimli
338,00
287,30
9786257088848
892111
Türk Hukukunda Adli Amaçlı İletişimin Denetlenmesi
Türk Hukukunda Adli Amaçlı İletişimin Denetlenmesi
287.30

Suçla mücadele daha güvenli ve huzurlu bir toplum düzeni için her zaman elzem olduğundan, bu yönüyle suçla mücadelenin tarihi insanlık tarihiyle başlamaktadır. Henüz devlet sistemleri kurulmadan önce kabile, oba, aşiret vb. topluluk halinde yaşayan insanlar döneminde de, bu topluluğun güven ve huzuru için bir takım yasakların konulduğu, bir takım hareketlerin hoş görülmediği, bu yasaklara uymayan kişilerin kınandığı ve cezalandırıldığı bir gerçektir.

Devlet ve toplum hayatının gelişmesi ile birlikte suçla mücadele ve bu kapsamda kişilerin uyacakları kuralların sistemleştirildiği, yazılı hale getirildiği, bu kurallara uymayanlara karşı alınacak tedbirlerin de sistemleştirilerek yazılı hale getirildiği görülmektedir. Konulan yasaklara uymayan kişileri tespit ve ihlal edilen kuralın belirlenmesi için delillere ihtiyaç duyulmuştur. Bilim ve teknolojinin gelişmesi, toplumsal hayatın gelişip çeşitlenmesi, yeni iş alanlarının oluşması ile birlikte işlenen suçlarda artış ve suçların çeşitlendiği görülmüştür. Sivil toplum, siyaset, ekonomi ve tarım gibi toplumsal hayatın birçok alanında görülen birliktelik ve iş birliği, suç dünyasında da kendisini göstermiş, bu şekilde organize suç örgütleri ortaya çıkmıştır. Gelişen ve çeşitlenen suç dünyasıyla, özellikle organize suç dünyasıyla mücadele etme artık klasik tedbirlerle mümkün olmamaktadır. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte suç dünyasının teknolojinin imkânlarından kendi amaçları için faydalandıkları ve bu teknolojiyi kullandıkları görülmektedir.

İşte bu gelişme ile birlikte suçla ve özellikle organize suç örgütleri ile mücadelede klasik tedbirleri aşan bir takım modern, gelişmiş yöntemlerin benimsendiğini görmekteyiz. Bu modern tedbirlerden bir tanesi iletişimin denetlenmesi tedbiridir.

İletişim teknolojisinin gelişmesi ve telsiz, telgraf, telefon gibi araçların haberleşme için kullanılmasıyla birlikte, devletlerin suçu önlemek ve ortaya çıkarmak için bu araçlar yoluyla gerçekleştirilen iletişime müdahale ettiği görülmektedir. Batı ülkelerinde 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyılın başlarında, ülkemizde ise 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren iletişime fiili olarak müdahalelerin olduğu, yasal düzenlemelerin ise bu fiili müdahalelerden sonra oluşturulduğu görülmüştür. Ülkemizde fiilen 1950'li yıllardan sonra iletişime müdahale edilmesine rağmen bu konudaki ilk açık yasal düzenleme 1999 tarihli Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu'dur. Gerçi bu açık yasal düzenlemeden önce de suçun işlenmesini önlemekle görevli önleyici kolluk birimleri (Jandarma, Emniyet ve Mit) kendi kuruluş kanunlarındaki bir takım hükümlere dayanarak iletişime müdahalede bulunmaktaydılar. Yine adli amaçlı iletişimin denetlenmesi de CMUK'un 91 ve 92. maddelerdeki hükümlerin kıyasen yorumlanmasına istinaden yapılmaktaydı. Ancak bu müdahaleler, açık yasal bir dayanağı olmadığından doktrinde eleştiri konusu olmaktaydı. Bu şekilde yapılan denetleme işlemleri başta Anayasamızın 13, 20 ve 22. maddeleri olmak üzere AİHS'nin 8. maddesine de aykırıydı. Nitekim AİHM, Ağaoğlu ve Satık kararlarında başvurucu telefonlarının denetlenmesine imkân tanıyan açık, ayrıntılı bir yasal düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle Türkiye'yi mahkûm etmiştir.

Türk hukukunda iletişimin denetlenmesi ilk kez açıkça 30.07.1999 tarihli ve 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu'nda düzenlenmişti. Bu kanun sadece adli amaçlı iletişimin denetlenmesini düzenlemekte olup, her ne kadar bu kanuna dayanılarak önleme amaçlı iletişimin denetlenmesi tedbiri için başvurulmuş ise de bu tedbir kararlarının hukuka aykırı olduğunu söylemek mümkündür. 4422 Sayılı Kanunun da ihtiyaçlara cevap vermediği, bir takım güvenceleri sağlamaktan uzak olduğu, görülerek, 04.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı CMK'da iletişimin denetlenmesi tedbiri ayrıntılı düzenlenmiştir.

Bu çalışmada "Türk Hukukunda Adli Amaçlı İletişimin Denetlenmesi" iki ana bölüm şeklinde incelenmiştir. Mukayeseli hukukta ve Türk hukukunda iletişimin dene

Suçla mücadele daha güvenli ve huzurlu bir toplum düzeni için her zaman elzem olduğundan, bu yönüyle suçla mücadelenin tarihi insanlık tarihiyle başlamaktadır. Henüz devlet sistemleri kurulmadan önce kabile, oba, aşiret vb. topluluk halinde yaşayan insanlar döneminde de, bu topluluğun güven ve huzuru için bir takım yasakların konulduğu, bir takım hareketlerin hoş görülmediği, bu yasaklara uymayan kişilerin kınandığı ve cezalandırıldığı bir gerçektir.

Devlet ve toplum hayatının gelişmesi ile birlikte suçla mücadele ve bu kapsamda kişilerin uyacakları kuralların sistemleştirildiği, yazılı hale getirildiği, bu kurallara uymayanlara karşı alınacak tedbirlerin de sistemleştirilerek yazılı hale getirildiği görülmektedir. Konulan yasaklara uymayan kişileri tespit ve ihlal edilen kuralın belirlenmesi için delillere ihtiyaç duyulmuştur. Bilim ve teknolojinin gelişmesi, toplumsal hayatın gelişip çeşitlenmesi, yeni iş alanlarının oluşması ile birlikte işlenen suçlarda artış ve suçların çeşitlendiği görülmüştür. Sivil toplum, siyaset, ekonomi ve tarım gibi toplumsal hayatın birçok alanında görülen birliktelik ve iş birliği, suç dünyasında da kendisini göstermiş, bu şekilde organize suç örgütleri ortaya çıkmıştır. Gelişen ve çeşitlenen suç dünyasıyla, özellikle organize suç dünyasıyla mücadele etme artık klasik tedbirlerle mümkün olmamaktadır. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte suç dünyasının teknolojinin imkânlarından kendi amaçları için faydalandıkları ve bu teknolojiyi kullandıkları görülmektedir.

İşte bu gelişme ile birlikte suçla ve özellikle organize suç örgütleri ile mücadelede klasik tedbirleri aşan bir takım modern, gelişmiş yöntemlerin benimsendiğini görmekteyiz. Bu modern tedbirlerden bir tanesi iletişimin denetlenmesi tedbiridir.

İletişim teknolojisinin gelişmesi ve telsiz, telgraf, telefon gibi araçların haberleşme için kullanılmasıyla birlikte, devletlerin suçu önlemek ve ortaya çıkarmak için bu araçlar yoluyla gerçekleştirilen iletişime müdahale ettiği görülmektedir. Batı ülkelerinde 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyılın başlarında, ülkemizde ise 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren iletişime fiili olarak müdahalelerin olduğu, yasal düzenlemelerin ise bu fiili müdahalelerden sonra oluşturulduğu görülmüştür. Ülkemizde fiilen 1950'li yıllardan sonra iletişime müdahale edilmesine rağmen bu konudaki ilk açık yasal düzenleme 1999 tarihli Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu'dur. Gerçi bu açık yasal düzenlemeden önce de suçun işlenmesini önlemekle görevli önleyici kolluk birimleri (Jandarma, Emniyet ve Mit) kendi kuruluş kanunlarındaki bir takım hükümlere dayanarak iletişime müdahalede bulunmaktaydılar. Yine adli amaçlı iletişimin denetlenmesi de CMUK'un 91 ve 92. maddelerdeki hükümlerin kıyasen yorumlanmasına istinaden yapılmaktaydı. Ancak bu müdahaleler, açık yasal bir dayanağı olmadığından doktrinde eleştiri konusu olmaktaydı. Bu şekilde yapılan denetleme işlemleri başta Anayasamızın 13, 20 ve 22. maddeleri olmak üzere AİHS'nin 8. maddesine de aykırıydı. Nitekim AİHM, Ağaoğlu ve Satık kararlarında başvurucu telefonlarının denetlenmesine imkân tanıyan açık, ayrıntılı bir yasal düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle Türkiye'yi mahkûm etmiştir.

Türk hukukunda iletişimin denetlenmesi ilk kez açıkça 30.07.1999 tarihli ve 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu'nda düzenlenmişti. Bu kanun sadece adli amaçlı iletişimin denetlenmesini düzenlemekte olup, her ne kadar bu kanuna dayanılarak önleme amaçlı iletişimin denetlenmesi tedbiri için başvurulmuş ise de bu tedbir kararlarının hukuka aykırı olduğunu söylemek mümkündür. 4422 Sayılı Kanunun da ihtiyaçlara cevap vermediği, bir takım güvenceleri sağlamaktan uzak olduğu, görülerek, 04.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı CMK'da iletişimin denetlenmesi tedbiri ayrıntılı düzenlenmiştir.

Bu çalışmada "Türk Hukukunda Adli Amaçlı İletişimin Denetlenmesi" iki ana bölüm şeklinde incelenmiştir. Mukayeseli hukukta ve Türk hukukunda iletişimin dene

AKBANK
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 287,30    287,30   
2 146,52    293,05   
3 99,60    298,79   
4 76,13    304,54   
5 62,06    310,28   
6 52,67    316,03   
ZİRAAT BANKASI
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 287,30    287,30   
2 146,52    293,05   
3 99,60    298,79   
4 76,13    304,54   
5 62,06    310,28   
6 52,67    316,03   
GARANTİ BANKASI
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 287,30    287,30   
2 146,52    293,05   
3 99,60    298,79   
4 76,13    304,54   
5 62,06    310,28   
6 52,67    316,03   
İŞ BANKASI
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 287,30    287,30   
2 146,52    293,05   
3 99,60    298,79   
4 76,13    304,54   
5 62,06    310,28   
6 52,67    316,03   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat