Yaşlanmıyor, Eşikteki Çul Gibi Eskiyor İnsan

Stok Kodu:
9786056288102
Boyut:
13*21
Sayfa Sayısı:
54
Basım Tarihi:
Temmuz 2025
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
TÜRKÇE
Kategori:
%30 indirimli
170,00
119,00
Taksitli fiyat: 3 x 42,84
Temin süresi 4 gündür.
9786056288102
1891618
Yaşlanmıyor, Eşikteki Çul Gibi Eskiyor İnsan
Yaşlanmıyor, Eşikteki Çul Gibi Eskiyor İnsan
119.00

"yaşlanmıyor, eşikteki çul gibi eskiyor insan"
Kitaba adını veren, güçlü bir benzetmeyle insanı sarsan bu dize, bizim kelimelerimizden çok daha fazla şey anlatıyor, şairin hayatı hakkındaki çağrışımla çok şeyi hikâye ediyor.
Bülent Akay toplumsal olaylara karşı da çok duyarlı. Ancak imgelerle, simgelerle anlatmayı tercih ediyor. Kitabın ilk şiiri olan "Örselenmiş Yalnızlık", 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi kıyamından kaçan Yahudileri Filistin'e götürmek üzere Romanya'dan yola çıkan ve İstanbul'da demirleyen, tek başına romanı yazılabilecek trajik bir öyküsü olan Struma adlı geminin Sovyet denizaltısı tarafından batırılmasına gönderme yapıyor. İlk üç dize altta alıntıladığım güçlü imgelerle olaya gönderme yapıyor:
üzerimde umutsuzluğun paltosu
acı, elimde çınardan baston
eğeliyorum güvertede
Şair konuşmuyor, yaşadığı, tanık olduğu, okuduğu, anlatılagelen şu dünyadan çektiği acıyı, yaşadığı hüznü sadalarla dışa vuruyor, gerçekten harika dizeler. Anlaşılır ama derin. Tıpkı kök saldığı hayat gibi. Ortaya çıkan şiir düşüncesi nağmelerini bulmuş bir dili gösteriyor bize. Söz kılıfına uyarınca oturmuş bu şiirlerde. Sözü adeta yontuyor. Sıkıcı bu hayattan bize derinlikli şiirler gönderiyor.
zamanı çorak toprak gibi
alnında taşıyanlar gidince anladım
yalnızlığımın kanadığını...
geçtim bütün yorgun meydanları (Islık)

"yaşlanmıyor, eşikteki çul gibi eskiyor insan"
Kitaba adını veren, güçlü bir benzetmeyle insanı sarsan bu dize, bizim kelimelerimizden çok daha fazla şey anlatıyor, şairin hayatı hakkındaki çağrışımla çok şeyi hikâye ediyor.
Bülent Akay toplumsal olaylara karşı da çok duyarlı. Ancak imgelerle, simgelerle anlatmayı tercih ediyor. Kitabın ilk şiiri olan "Örselenmiş Yalnızlık", 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi kıyamından kaçan Yahudileri Filistin'e götürmek üzere Romanya'dan yola çıkan ve İstanbul'da demirleyen, tek başına romanı yazılabilecek trajik bir öyküsü olan Struma adlı geminin Sovyet denizaltısı tarafından batırılmasına gönderme yapıyor. İlk üç dize altta alıntıladığım güçlü imgelerle olaya gönderme yapıyor:
üzerimde umutsuzluğun paltosu
acı, elimde çınardan baston
eğeliyorum güvertede
Şair konuşmuyor, yaşadığı, tanık olduğu, okuduğu, anlatılagelen şu dünyadan çektiği acıyı, yaşadığı hüznü sadalarla dışa vuruyor, gerçekten harika dizeler. Anlaşılır ama derin. Tıpkı kök saldığı hayat gibi. Ortaya çıkan şiir düşüncesi nağmelerini bulmuş bir dili gösteriyor bize. Söz kılıfına uyarınca oturmuş bu şiirlerde. Sözü adeta yontuyor. Sıkıcı bu hayattan bize derinlikli şiirler gönderiyor.
zamanı çorak toprak gibi
alnında taşıyanlar gidince anladım
yalnızlığımın kanadığını...
geçtim bütün yorgun meydanları (Islık)

ZİRAAT BANKASI
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 119,00    119,00   
2 61,88    123,76   
3 42,84    128,52   
İŞ BANKASI
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 119,00    119,00   
2 61,88    123,76   
3 42,84    128,52   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat