İfade Hürriyeti Kapsamında RTÜKün İdari Yaptırımları

Stok Kodu:
9786253811112
Boyut:
16*24
Sayfa Sayısı:
192
Basım Tarihi:
Haziran 2025
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1.Hamur
Dili:
TÜRKÇE
%13 indirimli
480,00
417,60
9786253811112
1793960
İfade Hürriyeti Kapsamında RTÜKün İdari Yaptırımları
İfade Hürriyeti Kapsamında RTÜKün İdari Yaptırımları
417.60

İfade hürriyeti, hem 1982 Anayasasının 26. maddesinde hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. maddesinde düzenlenmiş olan temel bir haktır. Demokratik toplum düzeninin var olabilmesi için gerekli olan bu hak, bireylerin fikirlerini özgürce açıklayıp tartışabilmesine zemin hazırlayarak, hem bireysel hem de toplumsal gelişmeye katkıda bulunmaktadır.
İfade hürriyeti her ne kadar herkesin sahip olduğu temel bir hak olsa da sınırsız bir hak değildir ve kamu düzeni, kamu güvenliği, ülkenin bölünmez bütünlüğünün korunması gibi meşru amaçlarla, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olarak sınırlanabilmektedir. Kitabın konusunu da ifade hürriyetinin sınırlandırılma biçimlerinden biri olan RTÜKün uygulamış olduğu idari yaptırımlar oluşturmaktadır.
RTÜK, uyguladığı idari yaptırımlarla, temel hak ve hürriyetler içerisinde yer alan ifade hürriyetine müdahalede bulunabilmektedir. Danıştay, bu müdahalelerden kaynaklı hukuki uyuşmazlıkları Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ışığında, ifade hürriyeti kavramını açıklayarak çözümlemektedir. Danıştay, tartışma ve haber programlarının konusunu oluşturduğu hukuki uyuşmazlıklarla ilgili olarak aynı zamanda basın hürriyeti ifadesini de kullanmaktadır. Basın hürriyeti kavramı tıpkı radyo-televizyon hürriyeti gibi ifade hürriyetinden temellenmiştir. Çağımızda yaşanan hızlı teknolojik gelişmeler sonucu, ifadenin dile getiriliş şekillerinin farklılaşmasıyla ortaya çıkan kitle iletişim hukuku; basın, radyo-televizyon ve internet rejimlerini kapsamaktadır. Bu nedenle radyo-televizyon alanına ilişkin uyuşmazlıklarda ifade hürriyeti kavramının nasıl kullanılabileceğinin incelenmesi gerekmektedir. Ayrıca temel hak ve hürriyetlerin kamu düzeniyle çatışmasında dengenin nasıl sağlanacağı hususu, idari yaptırımlarla ifade hürriyetine yapılan müdahalelerle yakından ilişkilidir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin 1.fıkrasının (a) bendine göre idari işlemlerin hukuka aykırı oldukları iddiasıyla iptal davaları açılabilmektedir. Buradaki hukuk kavramı Anayasa, kanun, ulusal hukukumuzda yer etmiş uluslararası sözleşmeleri kapsar niteliktedir. Bu nedenle idari işlem niteliğindeki idari yaptırımların denetiminde hukuka uygunluk bloğu kapsamında denetim yapılmalıdır. Bu kapsamda kitapta, bireyin temel hak ve özgürlüklerine dayanan hukukun genel prensipleriyle kamu düzenine dayanan hukukun genel prensipleri arasında uzlaştırma yapılarak, RTÜKün uyguladığı idari yaptırımlardan kaynaklı hukuki uyuşmazlıklar güncel yargı kararları ele alınarak incelenmiştir.

İfade hürriyeti, hem 1982 Anayasasının 26. maddesinde hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. maddesinde düzenlenmiş olan temel bir haktır. Demokratik toplum düzeninin var olabilmesi için gerekli olan bu hak, bireylerin fikirlerini özgürce açıklayıp tartışabilmesine zemin hazırlayarak, hem bireysel hem de toplumsal gelişmeye katkıda bulunmaktadır.
İfade hürriyeti her ne kadar herkesin sahip olduğu temel bir hak olsa da sınırsız bir hak değildir ve kamu düzeni, kamu güvenliği, ülkenin bölünmez bütünlüğünün korunması gibi meşru amaçlarla, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olarak sınırlanabilmektedir. Kitabın konusunu da ifade hürriyetinin sınırlandırılma biçimlerinden biri olan RTÜKün uygulamış olduğu idari yaptırımlar oluşturmaktadır.
RTÜK, uyguladığı idari yaptırımlarla, temel hak ve hürriyetler içerisinde yer alan ifade hürriyetine müdahalede bulunabilmektedir. Danıştay, bu müdahalelerden kaynaklı hukuki uyuşmazlıkları Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ışığında, ifade hürriyeti kavramını açıklayarak çözümlemektedir. Danıştay, tartışma ve haber programlarının konusunu oluşturduğu hukuki uyuşmazlıklarla ilgili olarak aynı zamanda basın hürriyeti ifadesini de kullanmaktadır. Basın hürriyeti kavramı tıpkı radyo-televizyon hürriyeti gibi ifade hürriyetinden temellenmiştir. Çağımızda yaşanan hızlı teknolojik gelişmeler sonucu, ifadenin dile getiriliş şekillerinin farklılaşmasıyla ortaya çıkan kitle iletişim hukuku; basın, radyo-televizyon ve internet rejimlerini kapsamaktadır. Bu nedenle radyo-televizyon alanına ilişkin uyuşmazlıklarda ifade hürriyeti kavramının nasıl kullanılabileceğinin incelenmesi gerekmektedir. Ayrıca temel hak ve hürriyetlerin kamu düzeniyle çatışmasında dengenin nasıl sağlanacağı hususu, idari yaptırımlarla ifade hürriyetine yapılan müdahalelerle yakından ilişkilidir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin 1.fıkrasının (a) bendine göre idari işlemlerin hukuka aykırı oldukları iddiasıyla iptal davaları açılabilmektedir. Buradaki hukuk kavramı Anayasa, kanun, ulusal hukukumuzda yer etmiş uluslararası sözleşmeleri kapsar niteliktedir. Bu nedenle idari işlem niteliğindeki idari yaptırımların denetiminde hukuka uygunluk bloğu kapsamında denetim yapılmalıdır. Bu kapsamda kitapta, bireyin temel hak ve özgürlüklerine dayanan hukukun genel prensipleriyle kamu düzenine dayanan hukukun genel prensipleri arasında uzlaştırma yapılarak, RTÜKün uyguladığı idari yaptırımlardan kaynaklı hukuki uyuşmazlıklar güncel yargı kararları ele alınarak incelenmiştir.

ZİRAAT BANKASI
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 417,60    417,60   
2 217,15    434,30   
3 150,34    451,01   
İŞ BANKASI
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 417,60    417,60   
2 217,15    434,30   
3 150,34    451,01   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat