Suraiya Faroqhi yakın dönemde yazdığı makalelerden oluşan bu seçkide okurları temel olarak 17. ve 18. yüzyıl İstanbul'una götürüyor, fakat gerekli olduğunda daha önceki ya da sonraki dönemlere uğramaktan, o zamanların serencamını anlatmaktan da kaçınmıyor. Kitapta başrolü şehrin "sıradan" sakinleri oynuyor. Salgın hastalıkların ya da büyük yangınların bir gecede koca bir semti kırıp geçirebildiği o günlerde, İstanbullular hayatta kalmak ve ailelerinin karnını doyurmak için büyük bir mücadele veriyorlar.
Yenen yemeklerden yürünen sokaklara, sonu gelmez yangınların yol açtığı tahribattan şehzadelerin sünnet düğünlerine geniş bir yelpazede salınan İstanbul'da Yaşam Mücadelesi göçmenlerin, kölelerin, esnaf ve zanaatkârların, loncaların, kent pazarlarına erzak ve hammadde tedarik eden taşralıların birbirleriyle kâh yardımlaştığı kâh çatıştığı çok canlı bir şehir silueti sunuyor. Tabii, sıradan kentlilerle başkentin merkezi bürokrasisi arasındaki gerilimler de bu siluete yansıyor.
Kitap yalnızca bu tür mücadelelerden de ibaret değil. Mesire ve piknik yerleri, Boğaz'a dökülen dereler, Evliya Çelebi'nin insana haz veren tasvirleri, Reşat Ekrem Koçu'nun abidevi ansiklopedisinin öyküsü de kitabın sayfalarında kendilerine yer buluyor.
İstanbul'da Yaşam Mücadelesi, modernite öncesinin İstanbul'unda gündelik hayatın muhtemel bir tasvirini yapan çok renkli bir mozaik.
Suraiya Faroqhi yakın dönemde yazdığı makalelerden oluşan bu seçkide okurları temel olarak 17. ve 18. yüzyıl İstanbul'una götürüyor, fakat gerekli olduğunda daha önceki ya da sonraki dönemlere uğramaktan, o zamanların serencamını anlatmaktan da kaçınmıyor. Kitapta başrolü şehrin "sıradan" sakinleri oynuyor. Salgın hastalıkların ya da büyük yangınların bir gecede koca bir semti kırıp geçirebildiği o günlerde, İstanbullular hayatta kalmak ve ailelerinin karnını doyurmak için büyük bir mücadele veriyorlar.
Yenen yemeklerden yürünen sokaklara, sonu gelmez yangınların yol açtığı tahribattan şehzadelerin sünnet düğünlerine geniş bir yelpazede salınan İstanbul'da Yaşam Mücadelesi göçmenlerin, kölelerin, esnaf ve zanaatkârların, loncaların, kent pazarlarına erzak ve hammadde tedarik eden taşralıların birbirleriyle kâh yardımlaştığı kâh çatıştığı çok canlı bir şehir silueti sunuyor. Tabii, sıradan kentlilerle başkentin merkezi bürokrasisi arasındaki gerilimler de bu siluete yansıyor.
Kitap yalnızca bu tür mücadelelerden de ibaret değil. Mesire ve piknik yerleri, Boğaz'a dökülen dereler, Evliya Çelebi'nin insana haz veren tasvirleri, Reşat Ekrem Koçu'nun abidevi ansiklopedisinin öyküsü de kitabın sayfalarında kendilerine yer buluyor.
İstanbul'da Yaşam Mücadelesi, modernite öncesinin İstanbul'unda gündelik hayatın muhtemel bir tasvirini yapan çok renkli bir mozaik.
| Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
|---|---|---|
| Tek Çekim | 304,00 | 304,00 |
| 2 | 158,08 | 316,16 |
| 3 | 109,44 | 328,32 |
| Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
|---|---|---|
| Tek Çekim | 304,00 | 304,00 |
| 2 | 158,08 | 316,16 |
| 3 | 109,44 | 328,32 |